yarı yıl Tatili- VOL 2 (RİVA)

Biz ters aileyiz; kış günü plaja, kar yokken dağa gideriz....

Ben, küçük cüce ve Buci, Riva'dayız... Güneş vardı ama rüzgar insanın yüzünü yakıyor, atkı-bere-eldiven üşümemek için şart.. Tabi bir de küçük cüce için kurabiye, börek, termos, çay, vb... bu liste uzar gider...

Kaleye yürüyüş..


Küçük cücenin akşam yaptığı günün özeti ; yolda neler gördük- inek- öküz-keçi-ördek-köpek-at.. çeşmede elimizi yıkadık, Anadolu Hisarını gördük, Rivada sahilde şömine başında köfte yedik..

Biz çok eğlendik, kışın kumda koşmak çok zevkli oluyormuş...

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Yarı Yıl Tatili- VOL 1

Bu yıl gene okullu olduğum için yarı yıl tatilini iple çektim doğrusu, eşim de yıllık iznini alınca sanal alemden biraz koptum ama değmeyin keyfime..

Hep İstanbuldaydık, şehrimizi gezdik bol bol...

İlk gezimiz Küçük Çamlıca Su köşkü'ne...


MMMM salep :)) Sıcacık...


 Veeee en önemlisi ...    Bahar geliyor galiba :))  Lale soğanları da ufacık ufacık çıkıyorlar topraktan dışarı :))

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Kocamdan Bana...

Bankalar ile ilgili haberleri takip edenler bilirler; geçtiğimiz hafta içerisinde neredeyse tüm bankalar yıl sonu bilançolarını açıkladı.. Ex- de olsak hala izliyoruz tabi :))

Bütün bu yıl sonu dökümünün ardından eşimden aldığım bir maili bankacılara ithafen sizlerle paylaşmak istedim (forward maillerden olduğu için görmüş olanınız vardır belki de)

GÜNAYDIN BANKACILAR ☺


Çeyrek asır evvelini hatırlarım bu mesleğin…
Bulunduğu muhitte muteber insandı bankacı…
Hele Anadolu da bankacının oturduğu semtte oturmak itibar emaresi sayılırdı…!!
Bankacıya kız vermek, bankacıdan kız almak önemli mevzuydu…:)
Toplumda bir yeri, protokolde bir ağırlığı vardı bu insanların…
Banka şubelerinde çalışan insanlar 6 ayda bir değişmezdi, bankacı ile müşteri arasında süreklilik ve güven arz eden bir ilişki şekli vardı…


Günümüzde  olduğu gibi kaydi para arzı yaratarak insanlara sanal cennetler sunmak olarak algılanmıyordu bankacılık, asli görevini yerine getiriyordu yani ticaretin finansmanına şirket yönlü destek veriyordu…

Bir kredi dosyası değerlendirilirken, hedef baskısı ile tribünleri tatmin etmek için değil, sürdürülebilir kredi ilişkisi sağlanarak makro ekonomik gelişmeye destek vermek adına hareket ediliyordu… İyi üniversitelerin iyi bölümlerinden mezun insanlar tercih ediyordu bu mesleği… Çok değil bundan 10-15 sene önce, ülkenin önde gelen üniversitelerinde, bankalar kariyer günleri düzenler ve gençleri sektör hakkında bilgilendirirlerdi, bankalarda kariyer yapmak için neler yapmaları gerektiğini anlatırlardı…

O zamanlar bankacılık sektörü bugün açıkladığı konsolide karları, rüyasında bile göremiyordu ama çalışanları da müşterileri de daha mutluydu…
O zamanlar, bankaların neredeyse hepsi bizimdi yani ürün ve hizmetlerini sundukları insanlar ile aynı gemi içerisindeydi bankacılık sistemi, şimdi ise yerli sermayeli bankaları parmakla saymak mümkün…

Günümüz bankacılarından, mesleğinden dolayı sevdiği kız ile evlenmesine müsade edilmeyen insanlar tanıyorum ben…!! Artan rekabet ve daralan kar marjları yüzünden bu meslek grubunun üzerindeki baskı, mevcut haliyle, yerin 200 metre altında kömür çıkartmaya çalışan insanların dramından aşağı kalmayan bir niteliğe büründü son 10 yıldır…

Sektörün neredeyse her 5 yılda bir standart hale gelen krizler yüzünden kırılgan hale gelen yapısı ve kar maksimizasyonu için çalışanlar üzerinde oluşan baskının her geçen gün artması, bu meslek grubunda çalışan insanların gelecek kaygısı ile sosyal dengelerinin tamamen bozulmasına sebep oldu…

Toplumun mesleklerine gösterdiği teveccühün neredeyse yok olmasının yanı sıra maddi anlamda da katlandıkları riskin karşılığını alamayan  bankacıların yaşam kalitesi her geçen gün belirgin biçimde bozuluyor. İşini yaparken mutlu olanına rastlamak neredeyse imkansız çünkü hem çok riskli bir işi yoğun hedef baskısı altında yapmaya çalışıyorlar, hem mesai saatlerinin dışına taşan çalışma saatleri yüzünden iş hayatı özel hayat dengeleri bozuluyor hem de bu kadar zahmetli bir işin karşılığında açlık sınırı ile yoksulluk sınırı arasında kalan bir ücret ile hayatlarını idame ettirmeye çalışıyorlar…

Bankacıyı, tencere, tava pazarlar gibi agresif bir şekilde piyasaya süren sektör, meslek ile ilgili toplumun algısını kötümserleştirdiği gibi isanların tefecilere baktığı gözle bankacılık sektörüne bakmasına sebep oldu…

Son yıllarda sektöre giren ve sektörün yarısından fazlasını eline geçiren küresel aktörler, ülkemiz insanının mahrum bırakılmışlığından kendi adlarına çok iyi sonuçlar çıkarttılar…
Bence bankacılar da zorluk derecesi yüksek meslek grubunda değerlendirilmeli ve yıpranma tazminatı, erken emeklilik gibi bir takım ek haklar ile yaptıkları iş katlanılabilir bir hale getirilmeli. Aksi durumda sektörün özellikle önümüzdeki 20 yıl içerisinde ciddi anlamda insan kaynağı açısından sorun yaşaması muhtemel. Bankalarda personel devir hızlarının mevcut hali bile yeteri kadar ürkütücü haldeyken, ekonomik gelişmenin ve farklı sektörlerin insanların hayatına girmesi ile birlikte aktif iş gücünü bankalarda çalışmaya ikna etmek oldukça zorlaşabilir.


Bu meslek grubu gerçekten zor şartlar altında çalışıyor, statüsünü, maddi rahatlığını ve çalışma koşullarındaki göreceli üstünlüğünü kaybettiği gibi sürekli müşteri, çalıştığı şirket ve piyasa baskısı altında olan bu insanlara herhangi bir gerekçe ile kızdığınızda tepkilerinizi yöneltmeden önce bir kez daha düşünmezinizi ve empati kurmaya çalışmanızı tavsiye ederim…

Sizi mutsuz eden her neyse bilin ki bunun suçlusu  bankacılar değil…

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Şubat 2011 Burda dikiş dergisi

Bu ay dergiyi beğenmedim, bence bir numara yok; mavi tunik ve kırmızı elbise hoşuma gitti ama onlarda da şöyle bir AH! dedirtecek bir yan yok.. (bugün bi türlü resim ekleyemiyorum bilemiyorum neden, ama arzu edenler şekercafe'den inidrebilir dergiyi)

Çocuk elbiseleri var bu ay, bir dahaki ay gelinlikler..

Ümidim nisan-mayısta :))

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

25 Yeni AVM- Ahkam kesesim geldi :)) (kızmayın)

Bu sabah finansgündem'de 25 yeni AVM yolda haberini okudum... (serde eski bankacıyız yoksa ne yapayım finansın gündemini, yerin dibine batsın, tek beklediğim İş Bankasının yeni yönetim kadrosuna ilişkin haber, kulis dedikodu vb.)

Çoğu Anadolu'ya yapılacakmış ama sonunda İstanbul'a da yaparlar gene.. Ümit ediyorum Anadolu yakası E-5 güzergahında yapılmaz yoksa artık kendime jet uçağı alsam daha kolay ulaşırım biryerlere..

Kozzy, Kozyatağı Carrefour, Metro, Optimum, Nautilus...Koşuyolundan sağa doğru kıvrıl Capitol... Gerçi henüz Bakırköy kadar vahim halde gelemedik yanyana 2 AVM'miz yok.

 Bence yeter artık, trafiği de cabası...Ya da en olmadı Kayışdağına bizim mahalleye :)) yapın bak burada eczane bile yok (eczacı arkadaşlara kısa yollu duyuruyorum)

Haberde özellikle marka azlığından bahsediyor; aynen de öyle 200 tane marka evir-çevir aynı mağaza, vitrin... Mesela Nişantaşında yerleşen güzel ve zevkli blogger arkadaşlar keşke butiklerini bir AVM'de açsa.. Biliyorum maliyetli ama 3-4 kişi birleşse, farklı ve güzel birşeyler de görsek.. E bu sosyal ağlardan iyi reklam mecrası da yok.. Biz yaparız patlar gider :))

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Sevgililer günü projeleri :))



Ne güzel  iğneler değil mi!!! Bence sevimli magneter de olur, broş da...

Yapılışı da çok kolay isteyenler için...

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Ev Cini halimden yeni güzellikler...

Oturma odama biraz (!!) meraklıyım, çatı katında, siyah-mor ve gümüşle dekore ettiğim odamın şimdiki halini alması tam 2,5 yıl aldı.

Gönlüme göre parçalar bulmak, vakti-nakti uydurup almak.. Kafamdakine göre bence daha bir yığın eksiği var, mesela hala gönlüme göre bir halı bulabilmiş değilim... Eski evimde çok güzel olan halım bu evde düdük gibi kaldı.. Neyse uzatmayayım, güzel bir halı bulabilirsem odanın bütün resimlerini eklerim :))

Cerenin pazar ürünleri kreasyondan 2 yastık bir de runner aramıza katıldı... Siyah kadife desenleri olan bir kumaş, altını siyah satenle astarladım...
(Kurstan arkadaşlarım Hatice Ablam ve Tuğba benim astar dikmeme şaşıracaklar, sonunda!!!)

Toplam maliyet mi!! 1+1=2 TL

İşte size benim oturma odasından ufacık bi kuple... Önce perdelerim :)) (çatı katında çok alternatifiniz olmadığı için sıradan bir model- Taaa Sultanhamam Taç'tan taşımış olduğum için kıymeti epeyce büyük.. Bu arada oradaki Taç outlet olduğu için perdelerin metreleri inanamayacağınız kadar ucuz, biz kocamla şaşkınlıktan küçük dilimizi yutacaktık)






Yastıklarım- fermuarlı yaptım kolayca yıkanabilsin diye..



Bu da runner, kumaş yettiğince kullandım...

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Gidenin Dostu olmaz


Gripin - Gidenin Dostu Olmaz

Sizin de çok sevdiğiniz, içinizi bi garip yapan şarkılar oluyor mu?? Kızınca, kırılınca, sevinince her seferinde başka bir şekilde ruhuma destek oluyor bu parça..

Favorilerimden, siz de seviyor musunuz???

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Kar ve atkılar

Minik minik kar taneleri var dışarıda, ve ben hayallerimdeyim sanki.. Üçgen pencereli bir çatı katından karlı bir dağa bakıyorum; dağ dediğim "kayışdağı", odaları küçük de olsa şekilsiz de olsa, şimdi bana herşeyi güzel geliyor.. Tadamadığım zamanlarının tadını çıkarıyorum..

O yünlerin fotolarını koydun bi numara yok demeyin sakın.. 2 tane atkı bitti.. Şimdilik başka birşey öremiyorum öyle kesmeler kıvırmalar bana fazla :)) Kocama diye bir gri yün almıştım bi de baktım kendime ajurlu birşey örüyorum :)) 2 güne boynumda olur ağır ağır örersem.. Modeli televizyondan öğrendim yeni postumda resimleriyle göstereceğim :))

Lacivert simli olandan tığ ile Tunus işi bir atkı ördüm (24 ilmekti sanırım), Kolay birşey, tığ şişle zincir çekip git-gel örüyoruz (ya da futbol tabiriyle doldur-boşalt yapıyoruz).. Ucunda da püskülleri oldu.. Ama içindeki simler bazen açılıyor, o biraz sinir etti :))




Bonbonlardan ise kayınvalideme nette gördüğün tariflerden bir fular yaptım tığ ile; 1 zincir 3 atla 1 zincir yöntemiyle ama ben çok memnun kalamadım sanki biraz daha volümlü olsun istiyordum..
Kendime örerken başka bir yöntem geliştirmeye çalışacağım (Not; şişle örülen versiyonları da pek sevemiyorum bonbonları gırtlaklar gibi duruyor sanki :))

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS

Okul tatili :))

Kazık kadar da olsam okulların tatil olması kursun da tatil olması sebebiyle hala beni de ilgilendiriyor..

Bu cumartesi eşimin kuzeninin sözü vardı, güzel saten bir etek diktim ama giymek içimden hiç gelmedi, kış günü etek metek, bide çorap olayı da gerdi sanki; ben de bol paça siyah pantolonum üzerine mudo'dan güzel bir siyah şifon bluz aldım.. bence hoş oldu :)) Kendi resmimi çekmek aklıma gelmediği için çekilenlerden elime geçen olursa sizlerle paylaşacağım..

Sizler de indirim sitelerinden faydalanıyor musunuz bilemiyorum ama ben grupfoni'den çok memnunum; geziydi yemekti kuafördü ; tanıdık bir markadan keseme göre bir kampanya buldum mu kaçırmıyorum.. Söz'den önceki akşam Sadık Özcan kuaföre gittim, Feneryolunda.. Ben hizmetten memnun kaldım, arada kuaförümu aldatmak istersem (!!) takılabileceğim bir yer..

Bu cuma pazara gittim, kurstan arkadaşım Nurdan'a yakalanmasam sizi de inandıracağım azıcık birşey aldığıma, topu topu 4 torba (!!) ama yok rengine göre ayır, as, kurut, ütüle.. Ancak bitiyor işim, bitince paylaşacak bolca ganimet var..

  • Digg
  • Del.icio.us
  • StumbleUpon
  • Reddit
  • RSS